Muhteşem Çalışmalar

Her ikisi de başarılı çalışmalar...

Barışı ve kültürü ülkeler arasında yaymayı amaçlamış bir organizasyon..



Doğa sorunlarının evrenselliği ile müziğin evrenselliğini bir noktada buluşturuyor.

Lady Georgie

Yanılmıyorsam TRT’de yayınlanıyordu. Şeker Kız Candy’e benzerliği yüzünden ve cinsel içerikli bölümlerin olması sebebiyle çoğu kişinin izlemediğini hatırladığım bir çizgi filmdi. Değme dizilere taş çıkartacak bir konuya sahip olan Georgie kesinlikle izlenilmesi gereken çizgi dizilerden biri olduğunu düşünüyorum.

Babası sürgünde olan Georgie, Avustralyalı bir çiftçinin onu nehirde bulmasıyla hayata başlıyor. Kolundaki annesi tarafından takılmış olan bilezik yıllar sonra babasını bulmaya yarayacak. Georgie’yı evlatlık alan yoksul ailenin iki oğlu vardır: Abel ve Arthur. Georgie yıllar geçtikçe serpilip güzelleşir ve bu iki üvey abisinin kalbini çalar. Oğullarının Georgie’ya aşık olduğunu fark eden anne çaresizdir. Ailenin büyük oğlu yakışıklı Abel (ki bu dönemde kızlar arasında konuştuğumuzda Abel favorimizdi:))
Georgie’ya olan aşkından denizci olmaya karar verir ancak dayanamayarak bir yıl içinde geri döner ve Georgie’ya açılır. Anne ise bu duruma çok sinirlenerek Georgie’ya kendisinin evlatlık olduğunu söyler ve evden kovar. Bu kadar acıya dayanamayan Georgie kendini nehre atar ve ailenin küçük oğlu Arthur onu kurtarır. Georgie’nın durumu oldukça kötüdür ve bu diziyi izleyenlerin sanırım ilk aklına gelen sahne burada yaşanır. Arthur, Georgie’yı soyarak beden ısısıyla onu iyileştirmeye çalışır. İyileşen Georgie aşık olduğu, saçları gözünden hiç çıkmayan ve izlerken sinir olduğum İngiliz Lordu Lowell’a kavuşmak için erkek kılığında bir denizci olarak şehri terk eder.

Lowell’la kavuşan Georgie ciğerlerinden hasta olan Lowell’ın iyileşmesi için ailesine geri dönmesine göz yumar ve Lowell’i terk eder. Lowell’sa Georgie’yı hem sevecek, hem de kendisini terk ettiği için ondan nefret edecektir. Bu dönemde Georgie babasını bulur ve iyi bir yaşama kavuşur. Ancak Lowell’ı unutamaz ve eski evine, üvey ağabeylerinin yanına geri döner.

Hatırlamadığım birçok nokta var. Babasıyla o bilezik sayesinde nasıl tekrar görüştüğünü ve kendisine miras kaldığını hatırlıyorum ancak parçalar yerine oturmayınca konuya dahil etmek istemedim. Filmin sonunda da Abel ile birlikte olduklarını düşünsem de, Abel’i beğendiğimden çocukluk hafızamın ve hayal gücümün bana oyun oynayabileceğini düşünüyorum:)

Şeker Kız Candy


Çocukluğumun önemli çizgi filmlerinden biridir. İlkokuldayken okuldan koşarak çıkar, filmi kaçırmayayım diye, sırtımdaki onca kitabın olduğu çantaya aldırmadan koşardım.

Önce TRT, sonra Star Tv ve Show Tv'de yayınlanan Candy'nin Türkiye'de bir türlü sonunu getiremediler ve benim gibi bir çok çocuğun tek eğlencesi ve hayalleri filmin absürd bir yerde kalmasıyla son buldu. Ancak yaptığım araştırmalar ve şu anda kaynağını hatırmadığım bir siteden okuduğum kadarıyla, çizgi filmin iki yaratıcısı arasında çıkan anlaşmazlıklar sonucunda film durdurulmuş, açılan dava sonucunda da yaratıcalardan biri filmi devam ettirmiş. 1976 yapımı olan orginal adı "candy candy" olan bu anime 115 bölüm çekilmiştir.

Filmin yayınlanmayan sonuyla beraber özeti şöyle:

Kuzey Amerika’da Michigan gölünün güneyindeki bir yetimhanede, yetimhaneden sorumlu Bayan Pony ve Rahibe Maria yetimhanenin önüne bırakılmış iki bebek bulurlar. Bunlar Candy ve Annie’dir. Yıllar sonra Annie varliklı bir aile olan Brighton’lar tarafından evlat edinilir. Annie, yetimhanede büyüdüğünün kimse tarafından bilinmesini istemediğinden Candy'e artık görüşemeyeceklerine dair bir mektup yazar. Aynı gün İskoçya’nın yerel kıyafetlerini giyinmiş, gayda çalan ve kendisinden birkaç yaş büyük bir çocukla karşılaşır. Kısa bir süre konuşurlar ve yabancı birden gözden kaybolur. Bu Candy’nin ilk aşkıdır ama onun kim olduğunu bilmez ve ondan geriye sadece bir çeşit madalyon kalmıştır. Onu “tepedeki prens” olarak adlandırır.

Varlıklı Andrey ailesinin bir üyesi olan Bay Leagon kızı Elisa’ya arkadaşlık etsin diye Candy’yi Pony’nin evinden aldırır ve evlerine getirtir. Ancak Elisa ve kardeşi Neil Candy'le anlaşamazlar ve Bayan Leagon Candy'i Elisa ve Neil'in hizmetçisi yapar. Bu arada Candy, Elisa’nın kuzenleri Stear, Archie ve Anthony’yle tanışır.Anthony’yle arasında güzel bir aşk başlar fakat Elisa’da Anthony’ye aşıktır. (Aslına bakılırsa o dönemde sanırım Antony'e aşık olmayan kız, yine Antony'e gıcık olmayan erkek çocuğu kalmamıştır:)) Ayrıca Candy Albert adında hayvanları çok seven, kimsesiz ve evi olmayan bir yabancıyla karşılaşır ve onunla iyi arkadaş olurlar. Stear, Archie ve Anthony’nin isteği üzerine Bay William Candy'i evlat edinir. Bir gün, Candy’nin şerefine bütün Andrey’lerin toplandığı bir av partisi düzenlenir. Anthony’nin atı tilkiler için hazırlanmış bir av tuzağına basar ve Anthony attan düşüp ölür. Candy bu olayın şokunu bir türlü üzerinden atamaz ve Pony’nin evine dönmeye karar verir. Bu olay hafizamda o kadar derin yer etmiştir ki, günlerce ağladığımı bilirim.:)

Bay William’ın emriyle, Candy Londra’ya gönderilir. Orada Stear, Archie, Elisa ve Neil’la birlikte Saint-Paul okulunda okumak zorundadır. Yolda, kendisiyle aynı gemide bulunan Dük Grandchester’ın oğlu Terry’yle tanışır.Sürekli tartışan bu ikili bir süre sonra birbirlerine aşık olurlar. Bu arada, Annie’nin Pony’nin evinde büyüdüğünü herkes öğrenir ve Annie Candy’den özür diler. Böylece, okulda tanıştıkları Patty’yle birlikte iyi bir üçlü kız grubu olurlar. Ancak Elisa’da Terry’ye aşık olmuştur ve Candy’yi okuldan uzaklaştırmak için bir tuzak hazırlar: birbirleriyle gizlice geceleri buluştuğunu söyleyen Elisa Candy’yi okuldan attırmak ister. Terry buna izin vermez ve Candy’nin okulda kalabilmesi için kendisi okulu terk edip Amerika’ya gider. Bir süre sonra, Candy’de okuldan kaçar ve Terry’nin peşinden Amerika’ya gider.

Bir süre Pony’nin evinde kalır ve daha sonra hemşire olup Chicago'ya yerleşir. Orada 1. dünya savaşının başlaması nedeniyle Amerika’ya dönen Stear, Archie, Annie, Patty ve daha sonra Elisa ve Neil ile karşılaşır. Bu arada, Terry’nin de tıpkı annesi gibi çok başarılı bir tiyatro oyuncusu olduğunu öğrenir. Candy’nin hemşire olduğunu ve hangi hastanede çalıştığını öğrenir.

Bir gün hastaneye ağır yaralı bir hasta getirilir. Bu Albert’tır ve hafızasını kaybetmiştir. Afrika’dan ayrılırken bindiği trene koyulan bir bomba patlamış ve O da ağır yaralanmıştır. Candy, ona yardımcı olabilmek için onunla aynı evde yaşamaya başlar. Bu arada Terry, Candy’ye Romeo ve Jüliet oyunu için bilet yollamıştır. Terry Romeo’yu, ona aşık olan Susanna’da Jüliet’i oynayacaklardır. Ancak oyunun provaları sırasında bir kaza olur: ışıklardan biri Terry’nin üzerine düşeceği sırada Susanna Terry’nin hayatını kurtarabilmek için onu iter ama kendisini kurtaramaz ve ışığın altında kalır. Tek bacağını kesmek zorunda kalırlar. Candy, New York’a geldiğinde olayı öğrenir ve Terry’yi Susanna’ya bırakıp Chicago’ya döner.

Neil Candy’yi sevmeye başlamıştır ve onu elde etmeyi aklına koymuştur. Elisa ve annesi başlangıçta karşı çıkarlar ancak sonra Andrey’lerin mirasına konup Candy’yi sonra başlarından atacaklarını düşünürler ve Neil’a yardım etmeye karar verirler. Önce Elisa, Candy’nin şehirdeki bütün hastanelerde çalışmasını engeller. Buna rağmen Candy, bir adamın yanında çalışmaya başlar. Bu arada, Albert’ın hafızası yerine gelmiştir fakat bunu Candy’den saklamaya karar verir. Komşular Candy’ye ağabeyi zannettikleri Albert hakkında kötü şeyler söylerler: onun takım elbiseli esrarengiz adamlarla buluştuğunu iddia ederler. Candy onların dediklerine aldırmaz ancak Albert bunları duyunca evi terk eder. Bu arada savaşa katılmaya giden Stear’ın ölüm haberi gelir. Buna özellikle Patty ve Archie çok üzülürler.

Ailenin önemli kişilerinden Bayan Elroy Candy’ye Neil’la evlenmek zorunda olduğunu, bunun Bay William’ın emri olduğunu söyler. Candy bunu kabul etmez ve Bay Willian'la konuşamaya gider. Candy, Bay William’ı gördüğünde çok şaşırır çünkü O aslında Albert’ın ta kendisidir. Ailenin vaktiyle tek erkeği olduğu için Albert aile reisidir ancak yaşı çok küçük olduğu için Bayan Elroy onu saklama kararı alır ve herkesin onu çok yaşlı ve meşgul bir adam olarak tanımasını sağlar. Olayı anlatan Candy, Albert'in kabul etmemsiyle Neil'le evlenmekten kurtulur.

Sonunda Candy ve arkadaşları Pony’nin evinde toplanır. Candy prensini gördüğü tepede Albert’ı görür ve onun o prens olduğunu anlar.

Geceleri Candy baskılı çantam ve yapıştırmalarımla uyurdum. Bir çizgi filmin hayalimde bu kadar yer edebileceğini bilmezdim. Sonunu Türkiye'de de yayınlanmasını isterdim.:)

Candy'nin yıllarca ezberlemeye çalıştığım introsu :)



sobakasu nante, ki ni shinai wa
hana-pecha datte datte datte, oki ni iri
otenba itazura daisuki, kakekko sukippu daisuki
watashi wa watashi wa, watashi wa candy

hitoribocchi de iru to, choppiri samishii
sonna toki kou iu no, kagami wo mitsumete

waratte waratte, waratte candy
nakibesou nante sayonara ne, candy candy

sutairu nante, ki ni shinai wa
futoccho datte datte datte, kawaii mon
nage-nawa ki-nobori daisuki, kuchibue oshaberi daisuki
watashi wa watashi wa, watashi wa candy

sora wo miagete iru to, choppiri samishii
sonna toki kou iu no, hoppe wo tsunette

waratte waratte, waratte candy
nakibesou nante sayonara ne, candy candy

ijiwaru sarete mo, ki ni shinai wa
warukuchi datte datte datte, heccharayo
keeki ni kukkii daisuki, midori no doresu mo daisuki
watashi wa watashi wa, watashi wa candy

hoshi wo kazoete iru to, choppiri samishii
sonna toki kou iu no, uinku shinagara

waratte waratte, waratte candy
nakibesou nante sayonara ne, candy candy

Related Posts with Thumbnails

Ben Şahsen Kendim

İsyanlarım, sevinçlerim ve hiç büyümemiş halimle Ben Şahsen Kendim